Bir ipte bir cambaz.
Başıboş dağların denizinden.
Üfler gecenin ateşini.
Uzanıverir sol yanımdan en derin yarama.
Göğsümde bir kör kadın.
Belki hısım belki akraba.
Sayıklaması bile muamma.
Göğsünde bir sağır kelebek.
İçinde kapısı kırık dolaplar, vidası çıkmış çerçeveler.
İçki içer bir kuytu kalp arasında.
Gergef.
İnsancıl yanlardan uzak.
Geçer tam da o sırada bakışsız, mahzun bir kedi kara.
Sırtında bir yük, yükün içinde bir çocuk.
Kanatları kediden büyük.
Nefesi solgun.
Bitik.
Bir ara bir ses gelir.
Bir dilenci.
Bir liman.
Büyümüş yine bir kara delik.