Koşar Adımlar P.2 is a song in Turkish
(Oh don't make be, don't make be)
(What you don't want be to be)
Hip-Hop benim için full capimdi hiç çıkmayan kafamdan (don't make me do)
Önceliklerimi belirlemiştim çok küçük yaşımda
Kavga gürültüyle başlamıştı hikayem sokakta (what you don't want me to do)
Şimdi sigara yakarım yığıldığım mermer avlularda
Yediğim sillelerden utanmam ki hadsiz denyolardan (don't make me do)
Hiç biri geçmez oldu oturduğum kaldırım taşından
Çünkü yazdıklarımı anlayabilen çokça yoldaşım var (what you don't want me to do)
Bunu öngörebilmiştim satırlar dolup taştığında
Yolun başındayken çoğunlukla tek başımaydım (don't make me do, make me do)
Bir kaç dostum oldu yazdıklarımı paylaştığım
Sonra çevrem oldu konserlerde kaynaştığım (what you don't want me to do)
Sonra stüdyo buldum ilk şarkımı kararlaştırıp
Bu yüzden olsa gerek kırışıktır sayfalarım (don't make me do)
Hepsinde kara bir leke vardır illaki hatrı sayılır
Yine de doğrularımı,hatalarımdan ayırmadım (what you don't want me to do)
Satırlarımı hiç bir zaman bu sokaktan taşırmadım
Bu hip hop benim için sanki bu şehirin mavisi (don't make me do)
Hayatları karanlık sokaklarda geçen insanların sanki oluyo vârisi (what you don't want me to do)
Ve bi çoğumuz bu duruma bi fedaiyiz
Bu sebepten bi çoğu bu hayatın talibi (don't make me do)
Hayatıma iz bırakdıkça bunun naleti
Kurtuluşum için buldum ben en son çareyi, çareyi (what you don't want me to do)
Bu hip hop benim için sanki bu şehirin mavisi (don't make me do, make me do)
Hayatları karanlık sokaklarda geçen insanların sanki oluyo vârisi (what you don't want me to do)
Ve bi çoğumuz bu duruma bi fedaiyiz
Bu sebepten bi çoğu bu hayatın talibi (don't make me do)
Hayatıma iz bırakdıkça bunun naleti
Kurtuluşum için buldum ben en son çareyi, çareyi (what you don't want me to do)
(Don't make me, oh don't make me)
(Don't make me, oh don't make me)
Sonrasında tebrik etti çoğunlukla kapıştıklarım (don't make me do)
Çünkü yazmakla bitmez o yaştayken başardıklarım
Şimdi hepsi gölgesinde kaldı zifiri karanlıkların (what you don't want me to do)
Bense altında kaderim olan sahne ışıklarının
Sürekli şıklarımda farklılıklar yapmadım
Yolumdan sapmadım sürekli saplanıp (don't make me do)
Kalmaya dair korkum olmadı
Bu yüzden ayaktayım her zaman ve bu yol yormadı (what you don't want me to do)
Sürekli taze kandım piyasanızda bayatlanmadım
Hayıflanmadım sizin gibi yerde kalmadım (don't make me do, make me do)
Kalkınca bacaklarım fazla sızladı
Dönüp koşmaya başladım ve yolun sonu nerdedir (what you don't want me to do)
Demek için çok erken eğer yorulduysan dön bi vakit varken bense
Vakit varken açtım yeni limanlara yelken sefil (don't make me do)
Değildim hiç bu dostlarım sürekli gülerken
Nergizler küserken kadere müzikle gülerdim geceye (what you don't want me to do)
Gözyaşını siler hislerden ayak basardım şehire